MÜZİK
Topuklu Terlik Süt Yapar: Bu Oyunu İzlerken Canınız Patlamış Mısır Çekecek!
Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu’nun yepyeni oyunu Topuklu Terlik Süt Yapar, sansür şartları gereği kolay kolay televizyonda, hatta belki sinemada konu edilemeyecek bir konuya değiniyor.
40’lı yaşlarına yaklaşan Müjde hamile olduğunu öğreniyor. Doğurmaya karar verip bekar bir anne olmanın yükünü sırtlanabilecek mi? Yoksa hazır değilim deyip belki de hayatında anne olmak için son fırsatını geri mi tepecek?
Bütün bu soruları, aynı zamanda yakın arkadaşı olan jinekoloğu ile oyun boyunca tartışıyorlar. Ama bu diyalog o kadar yaratıcı bir şekilde sahnelenmiş ki kabuklu yemiş yemek ayıp olmasa çekirdeğinizle gideceksiniz salona! How I Met Your Mother dizisiyle iyice popülerleşen, romantik komedi filmlerinden aşina olduğumuz bir anlatım tarzı vardır. Karakterimiz geçmişte başına gelenleri anlatır, bu sırada ekranda yaşadıklarını görürüz. Biz olayları izlerken dış ses de olaylara müdahale edip “ bir dakika sen burada gerçekten öyle mi söyledin?” diye sorar, sahne donar. Biz de deriz vay be, yabancılaşma etkisine gel! İşte bu etkiyi kullanarak bütün oyunu muayenehanede kurgulamış Figen Şakacı. Müjde “bak bu adamla şurada tanıştık diyor” sahne ikiye bölünüyor, o arada tanışmalarını izliyoruz. Bizimle birlikte seyirci gibi olayı takip eden doktor (muhteşem Durul Bazan), “adamın gözleri mavi diye sana öyle gelmiş olmasın?” gibi yorumlarla hem bizim iç sesimizi dile getiriyor hem de Müjde’yi yerden yere vuruyor. Bu teknik oyunu sıradanlıktan uzaklaştırıp, oldukça modern bir konuma taşıyor. Çünkü artık 21 yy’ın şüpheci seyircisi olarak anlatıcı babamız olsa da güvenmeyiz!
Yanlış anlaşılmasın, Topuklu Terlik Süt Yapar sadece tek bir kadının hikayesini anlatmıyor. Yan karakterlerin yaşadıklarına o kadar dengeli yer veriyor ki izlediğiniz her karakterin yaşamda bir karşılığı var. Duygusal kadınlar ve onları yeterince anlamayan mantığı ağır basan, düşüncesiz erkekler klişesine asla düşmüyor. Bunu Müjde’nin sevgilisinin işlenişinde çok rahat görebiliyorsunuz. Aldatan, terk eden, umut veren, vermeyen her karakterin bir sesi var. Oyun, “bir suçlu var işte o da bu adam/kadın, haydi ona saldıralım mı canım seyirciler?” demiyor. Herkes birbirini tatlı tatlı eleştiriyor. Bu kadar çokseslilik olunca mizah da bir o kadar kaliteli oluyor. Özellikle Durul Bazan’ın anne sütü doğallığındaki oyunculuğuyla patlattığı şakalarla oyunun ritmi yağ gibi kayıyor.
Yeşim Kocak, Ali İl, Füsun Kostak, İpek Türktan Kaynak (kendisini Bütün Kadınların Kafası Karışıktır’da da çok sevmiştik.) ve Mert Aykul’dan oluşan oyuncu kadrosu çok başarılı. Sahne geçişlerinin parçalı dekorla yapılması, her karakterin evinin barındırdığı küçük detaylarla prodüksiyon olarak da izlemesi ayrıca keyifli bir oyun. Ama her şeyden önce oyunu yazan Figen Şakacı’nın kalemini öpmek isteyeceksiniz. O nasıl tatlı bir mizahtır öyle! Umarım daha çok karşılaşırız öyküleriyle.
Kadın olmaktır, cinsiyet kimliğidir bir yana bırakın, Topuklu Terlik Süt Yapar insan olmak üzerine kafa yormak isteyen herkesin sevebileceği bir oyun. Zeki, eğlenceli, mizahi bir performans izlemek istiyorsanız bu oyuna mutlaka gidin!
