MÜZİK

İlaç niyetine Bossa Nova!

Dün gece Cemal Reşit Rey’de kıpır kıpır bir kadının sesi ve piyanosuyla “güneşli” bir gece geçirdik. Eliane Elias, bossa nova ritmleriyle bizi Brezilya’nın sahillerine, sokaklarına, gece kulüplerine götürdü.

elias

7 yaşında piyano çalmaya başlayan ve 15’inde Brezilya’nın prestijli müzik okullarında eğitim veren(!) Elias, 17 yaşında kariyerine Toquinho  ve aynı zamanda Antonio Carlos Jobim’in de şarkı sözü yazarı olan Vinicius de Moraes ile çalışarak başladı. 1984’te Randy Brecker ile birlikte ilk albümü Amanda’yı çıkardıktan sonra 1988’de “Critics Poll of Jazziz” dergisi tarafından “En İyi Genç Yetenek” seçildi.

Piyanoyu konuşturan bu kadın, 1995 yılında Herbie Hancock ile birlikte, solo ve düet performanslarıyla “En İyi Caz Performansı” dalında Grammy ödülüne aday gösterildi. Yıllar içinde en iyi müzisyen, en iyi besteci, caz piyanisti, kadın vokalist ve yılın müzisyeni dallarında ödüle layık görülen Elias, Brezilya’nın gelmiş geçmiş en büyük müziyenlerinden Antonio Carlos Jobim’in  muhteşem yorumcusu olarak  1998’deki çalışması “Sings Jobim”ile Japonya’ da “En İyi Vokal” ödülünü aldı.

Caz, pop ve bossa nova’yı içiçe geçiren bir piyanist, şarkıcı, besteci ve aranjör olarak bugüne kadar 23 albüm çıkaran Eliane Elias, dün gece davulda Rafael Barata, gitarda Graham  Dechter ve kontrbasta Marc Johnson ile kanlı canlı karşımızdaydı. 1,5 saat süren aralıksız konserinde Chega de Saudade, So Danco Samba gibi bossa nova standartlarının yanı sıra Chet Baker’e ithaf ettiği albümün de adı olan I Thought About You’yu ve kapanış olarak The Girl from Ipanema’yı çaldı. Hemen hemen her parça öncesinde açıklamada bulunarak bizi havaya soktu.

Konser boyunca hissettiğim en baskın duygu; bu müziğin -bossa nova- insanı kesinlikle mutlu ettiğiydi. Güneşinden midir, güneşin ortaya çıkardığı serotoninden midir, genlerden midir bilmem, insanın içini fıkır fıkır kaynatan, ritm duygusunu doyuran Brezilya müziği, her gün en azından bir doz, ilaç niyetine alınmalı…

Mesela bu şarkıyla işe başlayabilirsiniz: Eliane Elias – So Danco Samba

Bu arada İstanbul’da yakın tarihte Latin damarımızı besleyecek başka konserler de var:

İşte size birkaç doz daha!