Sanat

Karşı Yaka Işıkları: Tek kişilik bir oyun ve 3 farklı hayat!

Bu yazı Esra Urhan tarafından kaleme alınmıştır.

Dr. İzzet Memi’nin tek kişilik kara mizah oyunu “Karşı Yaka Işıkları” gerçek bir olaydan esinlenerek yazılmış. Birebir İzzet Memi’nin yaşadığı bir olay…

Samimi bir o kadar da gerçek…

“Birinin gözünden kendini görmek mi yoksa başkasının göz bebeğine bakıp onun içini görmek mi önemli olan” sözleriyle oyun başlar.

karsiyaka_isiklari_png

Kağıt toplayıcısının arabası karanlığın içinden görünür. Arabası onun canı, sırdaşı, tek geçim kaynağı ve en büyük mal varlığı olduğu için arabası bir limuzin kadar değerli. Arabasından da limuzinim diye bahsediyor zaten.

Bir yanda kağıt toplayıcısı, bir yanda beyaz yakalı diye tabir ettiğimiz bir adam, diğer bir yanda da kazanova bir erkek…

Tek kişilik bir oyun ve 3 farklı hayat…

3 karakterin de ortak özelliği değersizlik ve yalnızlık duygusu. Aileleriyle aralarındaki kopuşlar, çatışmalar ve sevgisizlik…
Toplumdaki her kesimden insanın yeteri kadar sevgi, ilgi ve onay almadıklarına, kendilerini değersiz hissetmelerine tanık oluyoruz oyun içinde.

Oyun biraz ağır ve derin ilerliyor. Biraz durup düşünüyorsun; “Bu kişilere biz nasıl davranıyor, nasıl bir gözle bakıyoruz?”
Kendimizle yüzleşmemizi sağlıyor.

“Vicdan aslında nedir? Gerçek sevgi ve yardımlaşma ne demek?” bunu sorgulatıyor oyun.

izzet-memi

HEPİMİZ BİRBİRİMİZİN RUH PARÇALARIYIZ!

40 dakikalık oyundan hemen sonra seminer/söyleşi kısmına geçildi. Çok güzel interaktif bir söyleşi oldu. Daha önce sanırım hiç bir oyunda bu tarz komplike olay yaşamadım. Seminer bölümünde İzzet Memi bu oyunu neden perdelediğini ve konunun nereden çıktığını anlattı.

Yıllar önce Taksim’de bir kağıt toplayıcısı sigara istemiş, adamın çakmağı olmadığı için sigarasını yakmasını rica etmiş ve sigaranın ateşi rüzgarda sönmesin diye her ikisi de elleriyle korumaya çalışmış ateşi. Kağıt toplayıcısının eli İzzet Memi’nin eline değince adam özür dilemiş. İzzet Memi kendini kötü
hissetmiş bunun sonucunda da bu konuyu ve bu güzel insanların hayatlarını tiyatro üzerinden tüm insanlara aktarmayı, hayatlarına ışık tutmayı amaçlamış.

Soru cevap kısmında ise; genel olarak “değer ve değersizlik” üzerine sorular soruldu. Benim de bir kaç sorum oldu. Aslında hepimizin yaralarının olduğu ve bu yaralara basıldığında canımızın daha da acıdığı, kendi eksiklerimizi sadece kendimizin bildiği, bize değer ve değersizlik katanın sadece kendimiz olduğunu hatırlattı İzzet Memi. Hayatımızda hatta gün içinde olaylara ve kişilere fazlasıyla ön yargılı olduğumuzu, karşılaştığımız olumsuzlukları, sorunları büyüttüğümüzü ve kendi standartlarımızda olmayanlarla iletişime kapalı olduğumuzu düşündürdü.

Seminerin bitiminde tüm seyircilere çok tatlı küçük hediye paketleri dağıtıldı. Hediye paketleri tabii ki limuzinin (Kağıt toplama arabası) içinden çıkartılıp verildi.

İzzet Memi bizlerden (seyircilerden) bu paketleri yolda gördüğümüz kağıt toplayan kişilere hediye etmemizi istedi ben de görevimi en güzel şekilde yerine getirdim.
Her sabah işe giderken geçtiğim yolda kağıt toplayan 5 kişilik bir aile var. O aileye hediye paketimi ve az kullandığım giysilerimi güzel bir paket yapıp verdim.

İzzet Memi’yi tebrik ediyor ve Karşı Yaka Işıkları’nın hep yanmasını diliyorum.

Oyunun tarihlerini ve detaylarını buradan inceleyebilirsiniz.