MÜZİK

Rudolf Buchbinder ile Beethoven Piyano Sonatları!

Biletix Blog takipçilerinden Özlem Özakdoğan, Rudolf Buchbinder konserindeydi! Konsere ait değerlendirmelerini bizim için yazdı. Bu keyifli yazısı için teşekkür ediyoruz:

Rudolf Buchbinder ile Beethoven Piyano Sonatları!

“Beethoven piyano sonatlarını en iyi kim çalar?” sorusuna belki herkes farklı cevaplar verecektir. Dün akşam gittiğim konser, kendi adıma bana bu sorunun cevabını verdi adeta: Rudolf Buchbinder

Rudolf Buchbinder, günümüzün en önemli piyanistleri arasında gösterilen bir sanatçı. Dünyanın önde gelmiş birçok orkestrası ve şefi ile çalışmış, birçok ünlü festivalden davet almış olan sanatçının oldukça geniş bir repertuarı var. Özellikle son yıllarda gerçekleştirdiği projeler ile de adından sıkça söz ettirmiş bir isim. Son dönemde daha çok konser kayıtları ile başarılı işler çıkarmış olan piyanistin Amsterdam Kraliyet Orkestrası Concertgebouw ile kaydettiği Brahms Piyano Konçertoları, Viyana Filarmoni ile kaydettiği Mozart Piyano Konçertoları ve yine Viyana Filarmoni ile kaydettiği Beethoven Piyano Konçertoları arşiv niteliğinde çalışmalar olarak kayıtlara geçti. İşte bütün bu yoğun tempolu projeler arasında Beethoven’ in piyano için bestelediği 32 sonatının yorumu ile aralarında Viyana, Münih ve Milano’ nun da bulunduğu kırkı aşkın şehirde resitaller vermeye başladı.

Rudolf Buchbinder, işte bu resitaller kapsamında, Borusan Filarmoni Orkestrası’ nın da katkıları ile, Beethoven’ in bestelediği 32 piyano sonatını 7 farklı resitalde icra etmek için İstanbul’ da idi. 15-23 Mart tarihleri arasında Süreyya Operası’ nda geçekleşen konserler, özellikle piyano severler için kaçırılmayacak bir etkinlik oldu. Ben de son konseri izleme fırsatı bulmuş biri olarak kendimi oldukça şanslı hissetmedim değil.

Resitallerin programları Beethoven’ in piyano sonatlarının kronolojik sırasına göre seçilmişti. Son resitale gitmiş olmam sebebi ile, Beethoven’ in son üç piyano sonatını dinleme şansını edindim. Resitalde sırası ile;

30. Piyano Sonatı, Mi Majör, Op.109

31. Piyano Sonatı, La Bemol Majör, Op.110

31.Piyano Sonatı, Do Minör, Op.111 sonatlarını icra eden Buchbinder bu zamana kadar hak ettiği başarının boşuna olmadığını seyirciye ispat etti adeta. Hemen hemen bütün koltuklarının dolu olduğu salonda, seyirciler her parçadan sonra sanatçıyı uzun süre alkışladı. Bazı sanatçılar vardır, parçayı sadece icra etmez, adeta o parçayı yaşar. Buchbinder’ in de parçayı yaşayarak çalan piyano virtüözlerinden biri olduğunu düşünüyorum. Resitalde çalınan parçalar, Avrupa’ nın çoksesli müzik tarihinde Romantik Dönem’ in kapısını aralamış olması bakımından, Beethoven’ in dehasını kanıtlar nitelikte olması ile ayrı bir keyif yaşatırken, Buchbinder’ in doyumsuz yorumu ile birleşince de dinleyiciyi bambaşka diyarlara götürdü. Konser sonunda uzun süre alkışlanan ve tekrar tekrar sahneye geri dönen Rudolf Buchbinder, elbette ki bis yapmadan sahneden inmedi. Beethoven’ in meşhur “Ayışığı” Piyano Sonatı’ nın üçüncü kısmını çalan sanatçı, konseri daha da unutulmaz bir hale getirmiş oldu.

Bir saatten biraz fazla süren resital süresince keyifli dakikalar yaşayan resital dinleyicisini konser sonunda güzel de bir imkân bekliyordu. Konser başlamadan yapılan anons ile, Buchbinder’ in konser sonunda fuaye alanında imza vereceğini öğrenmek seyirciyi ve haliyle beni oldukça heyecanlandırdı. Konser bitiminde acele ile çıkıp güzel bir albümünü alarak, Buchbinder’ den imza almak onuruna erişen ben, hem unutulmaz bir konser yaşamış hem de yetenekli piyanistten imzamı da almış olmanın verdiği mutluluk ile evimin yolunu tutmuş oldum.

rudolf_buchbinder_imza

Özlem Özakdoğan, Rudolf Buchbinder’ı, imza dağıtırken fotoğrafladı!

Rudolf_Buchbinder_imzali_album

Özlem, konserden çok güzel bir hatıra ile ayrılmış!

Rudolf Buchbinder’ i kaçırdım diye üzülenler için güzel bir haberim var bu arada. Sanatçı 10 Nisan’ da Zorlu Performans Sanatları Merkezi’ nde BİFO ile beraber bir konser daha gerçekleştirmek için ülkemize gelecek. Hala bilet bulma şansınız olan konseri, özellikle piyano meraklılarının kaçırmaması gerektiğini düşünüyorum.

Herkese bol müzikli günler…

Özlem Özakdoğan