YAŞAM

Müziğin İyileştirici Gücü

İnsan hayatının vazgeçilmez bir parçası olan müzik, geçmişten günümüze birçok alanda aktif olarak kullanılmıştır.

Doğadaki ‘ses’ ve ‘ritim’leri binlerce yıl taklit eden insanoğlu, müziğin içerisinde doğanın özünü ve aslında kendi özünü bulur. Ve zaman içerisinde müzik, ifade için kullanılan bir araç haline gelir.

Sevinç, hüzün, korku, heyecan gibi birçok duyguyu müzik sayesinde yansıtabildiğimiz yadsınamaz bir gerçektir. Müziğin insan üzerindeki bu denli büyük etkisi, tedavilerde şifa niyetine kullanılmasına sebep olmuştur.

Peki, nasıl? Gelin, beraber detaylarını inceleyelim.

Müziğin Kısa Tarihi

En basit haliyle müzik, insanın doğaya eklediği uyumlu seslerdir. Binlerce yıl önce var olan müziğin ilk ortaya çıkışını kimse tam olarak bilmemekle birlikte insanlığın başından beri var olduğu tahmin edilmektedir.

Yapılan araştırmalara göre ilk şarkının Sümerlere ait olduğu saptanmıştır. Bundan yaklaşık 3400 yıl önce “antik müzik” çağı olarak adlandırılan dönemde ortaya çıkan şarkı, antik Ugarit kentinde bulunan bir tabletin üzerinde 1950’li yıllarda bulunmuştur.

Müziğin tanımı ve nasıl ortaya çıktığı ile ilgili birçok farklı teori olsa da en kabul gören görüş; dilden, hayvan seslerinden, insanların birbirine seslenmesinden ve birbirleriyle kurduğu duygusal ilişkilerden kaynaklanmış ya da esinlenerek doğmuş olduğudur.

Müziğin Tedavilerde Kullanılmaya Başlanması

“Müzik ruhun gıdasıdır”

                                                                  Sokrates

Antik Çağlardan itibaren, araştırmacılar ‘müziğin iyileştirici etkisi’ üzerine çalışmalar yapmaktadır.

Tarihin en önemli düşünürlerden biri olan Pisagor (M. Ö. 585-500), müzik teorilerinin ve müzikle hastalık tedavisinin ilk bilimsel kurucularındandır. Umutsuzluğa düşen insanların, seslerin harmonisi sayesinde iyileşebileceğine inanmış ve bunun üzerine çalışmalar yürütmüştür. Öyle ki ‘Pisagor Gamı’ veya ‘Kemancı Gamı’ diye adlandırılan beşli bir gam sistemi bile tanımlamıştır.

Antik Yunan’da büyük bir yere sahip olan müziğin; zamanla epilepsi, depresyon, sıla hastalığı-melankoli, cinnet, histeri, felç, gut, ateşli hastalıklar, romatizma, çeşitli ağrılar, veba, kızamık, kuduz gibi hastalıkların tedavilerinde kullanıldığına dair veriler vardır.

‘Tıbbın babası’ olarak bilenen Hipokrat, tıbbın yetersiz kaldığı vakalarda müziğin denenmesi gerektiğini belirtmiştir. Aristidis, Teofrates, Platon, Asclepiades, Xenokrates, Cicero ve Celsus gibi tarihte önemli yerlere sahip insanlar, musiki ile akıl hastalıklarını tedavi etmişlerdir.

“Müzik Terapisi”

Müziğin ‘terapi’ olarak kullanılması binlerce yıl önceye dayanmaktadır. Geçmişten günümüze gelişen tedavi yöntemleri ile birlikte insan psikolojisi üzerine araştırmalar derinleşmiş ve gelişmiştir. Günümüzde müziğin iyileştirici yönünü kullanarak birçok insan mental sağlığını korumaya çabalıyor.

Müzik terapi; bireylerin fiziksel, psikolojik, sosyal ve zihinsel ihtiyaçlarını karşılamada müziği ve müzik aktivitelerini kullanan uzmanlık dalıdır. Diğer tedavi yöntemlerinden farklı olan müzik terapi, 1977’de Amerika tarafından bir bilim dalı olarak kabul gördü.

Müzik, merkezi sinir sistemi ve beyin kabuğunda yer alan düşünme, öğrenme, konuşma, beden kontrolü ile ilgili merkezleri uyarmaktadır ve buralardaki gelişmeleri desteklemektedir. Müziğin hormonlar üzerindeki etkisinin, müziğin tarz ve şekline bağlı olarak stres hormonlarını arttırmak ya da azaltmak şeklinde olduğu kanıtlanmıştır.

Depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklar başta olmak üzere alkol ve madde bağımlılığının tedavisine kadar birçok alanda müzik terapisi uygulanmaktadır.

Toplumsal ve bireysel olarak geçirdiğimiz zor günlerde belki de en önemlisi mental sağlımızı koruyabilmek… Sizin için hazırladığımız rahatlatıcı melodilere sahip müziklerin listesine göz atmayı unutmayın, kendinize iyi bakın.