Sanat
İki Kişilik Yaz’a hazır mısın?
“Aşk kalp kırar. Aşkın sonunda hüsran var. Aşka karşı koyamazsın.”
“Ama bazen kırsın istersin…”
Helena ve Bob’un hikayesine bu şarkıyla merhaba diyoruz.
Dot ekibi yine yüz kaslarımızı harekete geçiren bir oyunla karşımızda!
Oyunun her dakikası hayatımıza sızmayı başarıyor. Nasıl mı?
Hani sırt çantamızı alıp, her şeyi bırakıp uzun bir yolculuğa çıkmak istiyoruz fakat cesaret edemiyoruz ya…
Hani kusursuz bir aşk arayıp aslında öyle bir aşkın olmadığına inanıyoruz ya…
Hani bazen çok güçlü gözüküp duygularımızı bastırıyoruz bazen de duygu seline kapılıyoruz ya…
Hani hayatın bir koşuşturmacadan ibaret olduğunu çok yorulduğumuzda fark edip sonra hemen unutuyoruz ya…
İşte “İki Kişilik Yaz” tüm bu gelgitleri fark edebildiğimiz bir oyun.
Hayatımızdaki ilişkilere, çelişkilere, ikilemlere ve hayallere dair ne varsa, hepsi Helena ve Bob’un iki kişilik dünyasında…
İzleyen herkes kendi hayatını dışarıdan gözlemliyor aslında.
Oyunun her sahnesi tanıdık, her sahnesi gerçek.
David Greig’in düz metin olarak yazılmış hikayesini, Serkan Salihoğlu sahneye o kadar zekice taşımış ki 70 dakikalık oyunun bir dakikasında bile, oyundan kopup dekora ya da tavana bakınma fırsatı bulamıyor insan :)
En akılda kalan sahneler meğerse oyuncular için en zor kısımlarmış!
Tuğrul Tülek ve Gizem Erdem için oyuna hazırlık aşamasının en yorucu kısmı, body perküsyon çalışmaları olmuş. Bu çalışmaları yaparken birtakım morluklara göğüs germişler :)
Düz bir metni neredeyse müzikale çeviren oyuncuların arasındaki harmoni, yüzümüzde kocamaan bir gülümseme yaratıyor.
“Peki ya müzikler?”
Müzik konusunda, oyunun gizemli oyuncusu Özgehan Özturan devreye giriyor. Klişe tiyatro oyunlarından sıkılanların imdadına yetişiyor.
İki Kişilik Yaz’a hazırsanız, en yakın Perşembe’ye biletinizi alın. Oyunu her Perşembe Bilsardotta Salonu’nda izleyebilirsiniz.
Ha bu arada, “İki Kişilik Yaz”ı izledikten iki hafta sonra canınız tekrar aynı oyuna gitmek isterse çekinmeyin. Olay sizde değil, başarılı ekipte ;)