Sanat

Büyüleyici Bir Aşk Hikayesi: NINA

Bulgaristan’ın en büyük dans gösterisi olan NINA’nın yıldızları şimdi İstanbul ve Ankara'da!

Zamanda yolculuğu mümkün kılan dans gösterisi NINA; kostümleri, müzikleri ve dans performanslarıyla izleyenleri Broadway’in ünlü kabarelerine ışınlıyor. Profesyonel dans ekibi Bulgaristan’da gerçekleşen prömiyerin ardından Avrupa turnesine çıkıyor. İlk durakları ise İstanbul’da tarihi dokusu ile sanatı buluşturan Fişekhane!

Etkinliğin Perde Arkası: Senin Seçimin Ne Olurdu?

‘’Hayat bir satranç oyunu gibidir. Piyon olduğunu düşünebilirsin ama kader sana kraliçe olma fırsatı sunabilir.’’

NINA, sıradan bir genç kızın yaptığı seçimlerle hayatını yeniden şekillendirmesini konu alıyor. Genç kız oyunu kurallarına göre mi oynayacak? Yoksa kaderinden intikam mı alacak? Hayatın olumsuzluklarıyla yüzleşmeye hazırsanız NINA dans şovuna davetlisiniz: Aşk, kıskançlık, suç ve pişmanlık. NINA’nın seçimlerinde onunla beraber siz de tüm bu karmaşık duygulara eşlik edeceksiniz.

Beklenmedik olay örgüsü, dedektif soruşturmaları ve göz kamaştırıcı Hollywood atmosferi…  NINA; büyük LED ekranlarla kaplı, labirent şeklindeki iki katlı bir sahnede canlandırılıyor. LED ekranlara yansıtılan gerçekçi görüntüler, seyircileri hapishane hücrelerinden gürültülü bir düğüne, oradan da Broadway kabaresine götürüyor. Bu başarılı teknik unsurların arkasındaysa Rus yıldızların projelerini hayata geçiren Sergei Koltsov yer alıyor.

Bulgaristan’ın En Büyük Dans Gösterisi: NINA’nın Yıldızları

Gösteriyi tepeye taşımayı başaran teknik unsurlar, PRJCT360’ın profesyonel dansçılarıyla buluşuyor. Aldıkları sayısız eğitimle birçok dans stilinde ustalaşan dansçılar NINA’da dansı ve oyunculuğu birleştiriyor. Gösterinin 3 ana dansçısı farklı stillerde uzmanlanmış profesyonel dansçılardan oluşuyor. Caz teknikleri ve çağdaş koreografide Rositsa Terziyska, hiphop ve kentsel koreografide Simona Georgieva, hiphop ve çağdaş koreografide Vasil Zolumov.

Gösterinin 3 farklı stili harmanlayan koreografik kompozisyonuna düetler ve akrobatik sololar eşlik ediyor. Konukları ‘’Caz Çağı’’na davet eden kostümlerse Nikola Floridov’un ellerinden sahneye taşınıyor. Tasarımcının yenilikçi bakış açısı, yıkılmakta olan Muhteşem Gatsby atmosferini modern moda akımlarıyla yeniden hayata döndürüyor. Gösterinin süresi ise 1 perde ve 110 dakika. My Ticket Entertainment’ın üstlendiği organizasyon 200 yıllık Fişekhane sahnesiyle ilk kez İstanbul’da!

Nina Biletleri

İstanbul’un Ruhu Fişekhane’de

200 yıla yakın tarihi geçmişiyle İstanbul’un ruhunu üzerinde taşıyan Fişekhane, Zeytinburnu Kennedy Caddesi üzerinde yer alıyor. Birçok etkinliğe ev sahipliği yapmış olan mekanda 417 kişilik ana sahne, 220 kişilik ikinci sahne ve 100 kişilik Black Box alternatif sahnesi hizmet veriyor. Ayrıca toplamda 617 kişiyi ağırlayabilen sinema salonları, sergi mekanları ve yazın hizmete açılan 2300 kişilik Deniz Sahne bulunuyor. 19. yüzyılın mimarisinden izler taşıyan Fişekhane; gastronomi alanında şef restoranları ve gurme lezzetler ile birlikte kültür sanat alanında sahne gösterileri, tiyatrolar, konserler ve çeşitli festivallere ev sahipliği yapmaya devam ediyor.

Mekanın tarihi geçmişi de en az mimarisi kadar etkileyici. Fişekhane, 19. yüzyılın ilk yarısında Osmanlı’nın modernleşme çabalarından biri olarak kabul edilen Zeytinburnu Fabrika-i Hümayun’un önemli bir parçası. Şehrin geçmişinde önemli bir yere sahip olan eski fabrika, başarılı bir restorasyon çalışması ile yeniden İstanbullulara kazandırıldı. 19. yüzyılı ve modern İstanbul’u bir arada görebileceğiniz mekan, zamanda yolculuğu mümkün kılıyor.

Fişekhane’ye Nasıl Gidilir?

Merkezi konumuyla Osmanlı tarihinde de büyük bir öneme sahip olan Zeytinburnu bölgesi, bugün şehrin en önemli kültür ve sanat merkezlerinden birine ev sahipliği yapıyor. Fişekhane, İstanbul’un en sık kullanılan ulaşım araçlarından biri olan Marmaray’a yürüme mesafesinde. M1A, M2, M4 ve M5 metro hatlarından ya da metrobüs üzerinden Marmaray’a aktarma yaparak mekana ulaşabilirsiniz. Belki de Marmaray Zeytinburnu / Fişekhane durağından yapacağınız 5 dakikalık bir yürüyüş sizi 19. yüzyılın İstanbul’una çıkarabilir. Kim bilir?