MÜZİK
Bir Kadeh Şarap Yanında Kurabiye: Luisa Sobral
Portekizli Caz sanatçısı Luisa Sobral İş Sanat’taki konseriyle müziğine çok da aşık olmayanlara bile kendini “zorla” sevdirdi. Biz yazlıkları çoktan bavullara kaldırmışken, kloş eteği, yazlık ayakkabıları ile “Anneannesinin dedesine olan aşkı” üzerine sallana, sallana şarkılar söyleyen bu kadına sarılmak istememeniz çok zor! Yani karşımızda “naif” kelimesinin sözlük anlamının karşılığı bir sanatçı var.
Bütün bu sadeliğinin yanında Sobral piyano, arp, gitar, ukulele, sahnede eline ne geçtiyse çalarak müzikal kalitesiyle de seyircilere “vay be” dedirtti. (Seyircilerden “İnanılmazsınız!” nidası yükseldiğinde Luisa’nın ifadesini görmeliydiniz. :)
Çoğu şarkılarında hüzünlü sözleri ve ritmik melodileriyle dinleyeni kederle neşe arasında bir ruh haline sürükleyen Sobral’ın müziğine caz ile indie müziğin buluşması demeden edemiyorum.
Luisa Sobral İstanbul’u “İstanbul bu dünyanın en güzel şehirlerinden biri” cümlesini Türkçe ezberleyecek kadar sevmiş. Yani bu konuda ciddi. :) Bir dahaki ziyaretinde;
- Dans ayakkabılarını giyerek “Ben bu şarkıda dans edeceğim ama fazla beklentiye girmeyin, annem sadece normale göre kollarımı daha fazla oynattığımı söylüyor.” diyecek kadar sempatik olduğu için,
- “Call Me Maybe” şarkısına yaptığı teatral cover’dan anladığımız kadarıyla konserlerinde popüler kültüre de selam çaktığı için,
- Bütün şarkılarını kendi yazdığı için,
- Buğulu, derinden, feminen aynı zamanda maskulen sesini dinlemek için, mutlaka konserine gidin.