Baştan söyleyeyim 39 Basamak muhteşem bir komedi oyunu! Alfred Hitchcock’un aynı adlı filminden uyarlandığını duyunca işin içinde mizahtan çok bir gizem olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak oyun Patrick Barlow tarafından yazılmış içinde İngiliz mizahının en güzel yanlarını barındıran, bol karakterli bir güldürü. Oyuncuların performansları ve sahneye konuluş biçimiyle delicesine eğlenceli bir tiyatro oyunu!
39 Basamak Neymiş?
Londra’da yaşayan ama havasından suyundan hiç haz etmeyen Richard Hannay hayatından çok sıkılıyor. Değişiklik olsun diye tiyatroya gittiği gecenin ertesi günü başını öyle dertlere sokuyor ki, artık sıkılacak kadar zamanı olmuyor. Bir nevi muradına eriyor yani. Tek parmağı kesik ajanlar, polis zannedilen kötü adamlar, tekinsiz sarışın kadınlar, trenler, kargalar, yol kenarı otelleri , Hitchcock dünyasına ait her şey sahnede canlanıyor.
Oyunculara Dinlenmek Yok
Oyunda 40’a yakın karakter ve tamamı 4 oyuncu tarafından canlandırılıyor. Demet Evgar, Engin Hepileri,Bülent Şakrak ve Okan Yalabık’tan oluşan kadro o kadar uyumlu ki sanki kendileri eğlenmek için bir oyun oynuyorlar biz de tesadüfen geçerken şahit oluyormuşuz gibi. Oyunda sahne sürekli değişiyor. Bir an bir politikacının mitingindeyiz, ardından sisli yollarda arabayla ilerliyoruz. Bu değişimlerin tamamı da gözlerimizin önünde gerçekleştiğinden oyuncuların bileğine kuvvet bir durum söz konusu ?
Ah Köylü Kızı
Richard tam olarak neden kaçtığını bilmeden İngiltere’den İskoçya’ya kaçarken karşılaştığı insanların her birinin de farklı aksanları var. Bu aksan mizahı o kadar güzel Türkçeleştirilmiş ki hikayeyi alıp Karadeniz yaylalarına taşısanız bu kadar olur. Demet Evgar’ın küçük danslarla süslediği bir Alman aksanı var ki, gülmekten yanaklarınızı ağrıtıyor.
Hitchcock Hayranıysanız Daha da Şanslısınız
39 Basamak, ustanın bir çok filminden güzel anıştırmalar taşıyor. Perdeye yansıtılan gölgelerle canlandırılan uçaklı kovalamaca sahnesiyle North By Northwest’e, kapı tepelerine tüneyen kargalarla Birds’e, trenden bisküvi almak için inen İngiliz beyefendileriyle Strangers on a Train’e, final sahnesiyle Rear Window’a tatlı tatlı göndermeler yapıyor. Otel bölümünde Psycho’nun duş sahnesini görmek için de bir heveslendiğimi itiraf ediyorum ?
