YAŞAM
60 Milyon Yıllık Miras: Kapadokya
Hafızalardan silinmeyecek bir deneyim...
Erciyes, Göllüdağ ve Hasandağ’ın 60 milyon yıl önce püskürttüğü lavların kurumasıyla oluşan Kapadokya Bölgesi, UNESCO Dünya Mirasları listesinde yer alıyor.
Kapadokya Bölgesi’nin ismine coğrafyacı Strabo tarafından yazılan ‘’Geographika’’ kitabında rastlanır. Roma İmparatoru Agustus zamanından kaleme alınan kitaba göre bölge; Toros Dağları, Aksaray, Malatya ve Karadeniz arasındaki toprakları ifade ediyordu. Doğa ve tarihle iç içe bir coğrafya olan Kapadokya günümüzde Nevşehir, Niğde, Aksaray, Kırşehir ve Kayseri illerine yayılmış durumda.
Kapadokya’nın Tarihi
Bölgeyi kaplayan yumuşak lav tabakaları, rüzgar ve yağmur etkisiyle Peribacaları’nı oluşturdu. Zamanında bölgeye yerleşen insanlarsa bu bacaları ev, kilise ve okul gibi yerleşim alanlarına dönüştürdü. Tarihin ve doğanın ortak bir çalışması olan Kapadokya Bölgesi’ne ait ilk kayıtlar ise Hititler dönemine ait. Kaynaklara göre İpek Yolu için önemli bir durak olan Kapadokya Bölgesi, Hititlerden sonra Asur, Frigya, Pers ve Roma topluluklarını da ağırladı. Birçok savaş ve medeniyet gören tarihi bölge, bir süre Roma’nın bir eyaleti olarak kabul edildi.
Roma hakimiyetinin ardından Hristiyanlar için din ve eğitim bölgesine dönen Kapadokya, 4. yüzyılda yeni bir döneme girdi. Kapadokya bu süreçte ikon yanlılarının evi oldu. Bu dönem Kapadokya kiliselerinin ve manastırlarının gelişmesine de katkı sağladı.
Aynı dönemde gerçekleşen Arap akımları, gelişmekte olan kiliselere yeni bir vizyon kazandırdı. Bölge, 11. ve 12. yüzyıllarda Selçuklu Hanedanlığı’na geçti. Osmanlı ile sessiz bir dönem geçiren Kapadokya Bölgesi, son Hristiyan nüfusunu ise 20. yüzyılın ilk çeyreğinde uğurladı.
Kapadokya Nasıl Oluştu?
Kapadokya’nın jeolojik oluşumuna mercek tutmak için 60 milyon yıl geriye gidiyoruz: 3. jeolojik devir. Toros Dağlarının yükselmeye başlamasıyla Anadolu Platosu’nda sıkışan aktif yanardağlar harekete geçti. Erciyes, Göllüdağ ve Hasandağ’dan fışkıran lavlar bütün bölgeye yayıldı. Üç aktif volkanik dağdan yükselen küller, plato üzerinde birikerek tüfler oluşturdu. Bu tüflerin bazı noktaları ise bazalt olarak adlandırılan ince lav tabakasıyla örtüldü. Zaman içerisinde çatlamaya başlayan bazalt katmanı parçalara ayrıldı. Çatlaklardan sızan yağmur suları, bazalt altında kalan tüf tabakasını aşındırdı. Değişen hava koşullarının ve sert rüzgarların da devreye girmesiyle sert bazalt kayalar, şapkalı konilere dönüşerek Peribacaları’nı oluşturdu.
Bazalt tabakasıyla kaplanmayan tüf zeminlerse erozyon gibi dış etkilerle zaman içerisinde vadi şeklini aldı. Doğanın meydana getirdiği bu şekiller, insan yerleşimiyle renklendi ve tarihe bekçilik yaptı. Bölgeye yerleşen insanlar kayaların içine ve vadilerin arasına evler, manastırlar ve kiliseler oydu. Şapkalı konileri ve yeraltı şehirleriyle birçok medeniyete ev sahipliği yapan Kapadokya Bölgesi, bugün Türkiye’nin en önemli turizm kaynakları arasında yer alıyor.
Tarihe Kuş Bakışı: Kapadokya Balon Turu
Bu bölgeyi ziyaret etmek tarihin ve doğanın kucaklaşmasına şahitlik etmek anlamına geliyor. İnsanlığa ev olan bu tarihi bölgeye bir de kuş bakışı bakmayı deneyin… Kapadokya Balon Turu ile bunu deneyimleyebilirsiniz. Etkinliğin detayları ise şu şekilde:
Konuklar, organizasyon ekibinin göndereceği özel araçla 05.30’da otelden alınıyor. Konuklar ekip tarafından kısaca bilgilendiriliyor ve gerekli güvenlik önemleri alınıyor. Balon turu 06.00’da başlıyor ve yaklaşık 1 saat sürüyor. Uçuş sırasında 3 – 20 kilometre arasında bir mesafe turlanıyor. Konuklar eşsiz Kapadokya manzarası ve gün doğumuna şahit oluyor. Balonlar, Peribacaları ve vadilere alçalarak yaklaşır.
Balon turu, özel araçla gidiş-dönüş transferi, yolcu uçuş sigortası, isme özel uçuş sertifikası ve inişte şampanya ikramı bilete dahil olan hizmetler arasında. Güvenli bir balon turu geçirmek için etkinlik kuralları bölümüne göz atmayı da unutmayın.