Sanat

İlham veren bir hayat: Frida Kahlo ve Yaşam Öyküsü

Sanat, siyaset, aşk, acı ve güçlü bir duruş...

20. yüzyılın en popüler kadın ressamlarından biri olan Frida Kahlo, büyüleyici portrelerinin yanında yaşam öyküsüyle de milyonlarca insana ilham olmaya devam ediyor. Bugün hala konuşulmaya devam eden şaheserlerin arkasında yatan acı hayat öyküsünü bir de bizden dinleyin.

Frida Kahlo Kimdir?

Temmuz 1907’de Meksika’da dünyaya gelen Frida Kahlo, Macar asıllı bir baba ve İspanyol bir anneyle büyüdü. Henüz çocukluk yaşlarındayken geçirdiği felç yüzünden bir bacağı engelli kalan Kahlo, kendisini ‘’Tahta Bacak Frida’’ olarak isimlendirdi. En az sanatı kadar politik görüşleriyle de ön planda olan ressam, 1907 doğumlu olmasına rağmen doğum tarihini 7 Temmuz 1910 olarak ilan etti. Bu tarih Meksika Dervimi’ne işaret ediyordu.

Geçirdiği felci bir engel olarak görmeyen Frida, dönemin en iyi okullarından birinde eğitim almaya başladı. Okul yıllarında sanat, edebiyat ve resim gibi dallara yönelen sanatçı, Meksika için önemli kabul edilen şahsiyetlerle sınıf arkadaşıydı. Genç bir kadın olarak eğitimine bir hayli önem veren Frida Kahlo, anarşist edebiyat topluluğuna dahil olarak siyasi kimliğini inşa etmeye başladı.

Sanat Engel Tanımaz: Otobüs Kazasından Sonra Neler Oldu?

Başarılı ve güçlü duruşuyla hayranlık uyandıran Frida’nın, 18 yaşındayken yaşadığı bir olay tüm hayat çizgisini değiştirdi: Otobüs kazası. Yıl 1925, sıradan bir okul günü. Frida’nın okuldan eve dönmek için bindiği otobüs bir tramvayla çarpıştı. Kazada birçok insan yaşamını yitirirken Frida da hayatını değiştirecek ciddi bir yara alır. Tramvayın demir çubuğu ünlü ressamın sol kalçasından içeri girmiş ve leğen kemiğinden çıkmıştı.

Kazanın ardından hastane ve ev arasında kısır bir hayat yaşamaya başlayan Frida, tam 32 ameliyat geçiriyor. Hastanede geçen 1 ayın ardından evine dönen Frida, uzun bir süre psikolojik sorunlarla baş etmek durumunda kalıyor. Ailesinin kızlarını ümitsizlikten kurtarmak için sunduğu çözümse Frida’yı tüm dünyanın tanıdığı bir ressam haline getireiyor.

Acısından ve psikolojik buhranından kaçmak için resme başlayan Frida Kahlo, tavanında asılı olan aynalara bakarak otoportreler yapmaya başlıyor. 1926, ilk otoportre denemesi: Kadife Elbiseli Otoportre. Sanatçı o dönemlerde sanat ve siyaset camiasından birçok insanla tanışıyor. Katıldığı bir davet Frida’ya hayatının aşkını getiriyor: ‘’Meksikalı Michelangelo’’ Diego Rivera.

Aşk Ve Politika: Frida Kahlo’nun Resim Hayatı

Bir arkadaşları aracılığıyla tanışan Rivera ve Kahlo’nun aşkı kısa sürede evliliğe dönüştü. Hayatındaki boşluğu aşk ile tamamlayan başarılı sanatçı, ikinci otoportresini de evliliğinin hemen ardından resmetti. İkili 1930’da Amerika’ya taşındı. Frida Kahlo bir sergide yer alan ilk eserini de orada yaptı: Frieda ve Diego Rivera.

Hareketli bir evlilik geçiren çift anlaşmazlıklar nedeniyle ayrıldı. Fakat geçen 1 senenin ardından yeniden bir araya geldiler. Sorunlarını unutmak için var gücüyle resim yapan sanatçı, Fransa ve Amerika da dahil olmak üzere pek çok şehirde sergi açtı. 1938 New York sergisiyse sanatçıyı dünyaca üne kavuşturan en önemli basamaktı.

Frida Kahlo bir sanat okulunda 10 yıl boyunca öğretim üyeliği yaptı. Sağlık sorunları nedeniyle derslerini evinden veren ressamın öğrenci topluluğunun bir ismi bile vardı: Los Fridos. 1950’de omurgasında yaşanan bir sorun nedeniyle soluğu hastanede alan Kahlo, 9 ay boyunca burada kaldı. Tedavisinin ardından sanatına geri dönen ressam 1953 yılında sağ bacağını da kaybetti.

Yaşasın Yaşam

Sanatçı, Temmuz 1954’te akciğer hastalığı nedeniyle yaşamını yitirdi. 47 yıl süren hayatı boyunca 143 tablo resmeden Kahlo, tavanında yer alan aynalarından ilham aldı ve o aynayı “Gündüzlerin ve gecelerin celladı” olarak tanımladı. Ömrünün büyük bir kısmını gündüzlerin ve gecelerin celladı ismini verdiği aynalara bakarak geçiren Frida’nın toplamda 55 otoportresi bulunuyor.

Sanatçı, sürrealist olarak tanımlansa da kendisi bunu hayatı boyunca reddetti. Meksika kültürünü ve devrimci ruhunu temsil eden Frida Kahlo’nun eserlerine, aslında acının mümkün olamayacak kadar gerçek bir yansıması diyebiliriz. Picasso ve Kandinsky gibi gibi ünlü ressamların beğenisini kazanan Kahlo’nun mücadeleci yaşamı hepimize ilham vermeye devam ediyor.

Eğer siz de resim yapıyorsanız veya yapmak isteyip nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız Masterpiece Atölyeleri’ni mutlaka inceleyin.