Röportaj

Müziksiz bir eve konuk olmak ister miydin?

Hani hep derler ya “Seviyor ama belli edemiyor”, “Sevgisini gösteremez” diye, işte “Müziksiz Evin Konukları” adlı oyunda da tam olarak bu ifadelerin karşılığını buluyoruz. Tüm dünyada “Lost In Yonkers” adıyla sahnelenen oyun, kuşaklar arası bir yolculuğa çıkarıyor izleyicileri. Oyunun her dakikası, içimizde sevgiye dair bir farkındalık yaratıyor.

Daha ilk dakikada karşılaştığımız muazzam sahne dekorunun, ödüllü tasarımcı Barış Dinçel’e ait olduğunu öğreniyoruz. Ahşap dekoru görünce, “Nasıl bir eve konuk olacağız acaba?” diye soruyoruz kendimize.

Oyun başladığında ilk cümlelerden anlıyoruz ki; deyim yerindeyse feleğin çemberinden geçmiş kallavi bir babaannenin evindeyiz.  Düşünsene, müzik dinlenmeyen, dantellerin istila ettiği tek düze bir ev… Yılların tiyatrocusu Serpil Tamur’un hayat verdiği babaanne karakteri, oyun boyunca dış dünyaya karşı katı olmayı öğretiyor çocuklarına. Düzen ve disiplin üzerine kurduğu hayatında, tek emeli “GÜÇLÜ” – “KIRILMAYAN” ve “KATI YÜREKLİ” çocuklar yetiştirmek. Zannediyor ki, yufka yürekli olurlarsa güçsüz olurlar, sevdikçe kırılırlar. Aslında hepimiz son zamanlarda böyle bir hâle bürünmedik mi? “Sevdikçe kırılırsın, kalbini açtıkça yıpranırsın, en iyisi taş yürekli olmak” diye öğütler verilmiyor mu bize de?

Serpil Tamur

Ama oyun ilerledikçe kalplerimizin bu sistemle çalışmadığını anlıyoruz. Çünkü oyunda öyle bir karakter var ki, onun tek gerçeği “sevmek” ve “sevilmek”. Özge Özder’in canlandırdığı Bella karakteri, tüm bu klişeleri yıkıp geçiyor.

Son zamanlarda “Umutsuz Ev Kadınları” dizisinden takip ettiğimiz Özge Özder, oyunun adeta kalbi olmuş! İzleyiciyi kendine çekiyor ve bırakmıyor. Bu zamana kadar onu hep farklı rollerde izlemiştik. Bella’nın asla büyümeyen çocuksuluğunu ve masumiyetini izleyiciye ustalıkla aktarmış. Adeta sahnedeki kadının Özge Özder olduğunu unutuyoruz. Oyunun sonunda kendisiyle sohbet etme fırsatımız oldu. Oyun için ne kadar emekle çalıştığını, yoğun bir hazırlık döneminden geçtiğini anlattı bize.

Ozge_Ozder

İkinci perdede, Özge Özder’in isyan ettiği sahnede gözyaşlarını tutabilene aşk olsun! Bella’nın kendini yere atıp, sevmek ve sevilmek istediğini söylediği anda ayağa kalkıp “Evet Bella haklısın” diye haykırmak istiyor insan. Oyunun en vurucu anlarından biri deyebiliriz.

Bella

Diğer yandan oyunla ilgili aktarmak istediğimiz başka bir nokta daha var. “Müziksiz Evin Konukları” geniş bir izleyici kitlesine sahip. Oyunun sonunda; minik tiyatroseverler de 70 yaşındaki izleyiciler de aynı içtenlikle alkışladılar oyuncuları…

Eğer şu sıralar sen de sevmek ve sevilmek üzerine düşünüyorsan, o zaman bu müziksiz evin konuğu olmanı öneririz. “Kimler, sevgisini nasıl gösteriyor?” merak ediyorsan, cevabını bu oyunda bulabilirsin.