MÜZİK

18. Yüzyıldan Günümüze: Mozart’a yakından bakış! Mozart Neden Türk Marşı Besteledi? 

Mozart'ın neden Türk Marşı'nı bestelediğini öğrenmek istiyorsanız, okumaya devam edin.

Özet bilgi:

Wolfgang Amadeus Mozart tarafından yazılan Türk Marşı-11 no’lu piyano sonatı, 3 bölümden oluşuyor. 1784 yılında Sonat Artaria tarafından 10 ve 12 no’lu sonatlarla birlikte yayımlandı.  

Peki Mozart neden Türk Marşı besteledi? 

Türk Marşı’nın hikayesi 

Erken dönem rönesans yıllarında Osmanlı Devleti, Avrupa için bir ilham kaynağıydı. Bu hayranlık Avrupalılar tarafından ‘’Turquerie’’ adını verdikleri bir sanat akımında vücut buldu. Osmanlı’nın estetiğini ve sanat anlayışını içeren bu akım, batılı müzisyenleri de etkiledi. 

Orijinal ismi ‘’Rondo Alla Turca’’ olan Türk Marşı’nın 1784 yılında Viyana ya da Salzburg’da bestelendiğini biliyoruz. Gelin tarihte biraz daha geriye gidelim.  

1683 yılı hem Osmanlı Devleti hem de Avrupa için büyük bir tarihi gelişmeyi içinde barındırıyordu: II. Viyana Kuşatması’nın yenilgiyle sonuçlanması. Beraberinde birçok siyasi gerilimi getiren mağlubiyet, 1699 Karlofça Antlaşması ile sonuca kavuştu. Bu süreç aynı zamanda Osmanlı için de gerileme dönemini başlatan adımdı. 

18. yüzyıl: Osmanlı Devleti’nin yeni imajı 

18. yüzyıla girilmesiyle Osmanlı Devleti’nin Avrupa üzerinde sahip olduğu ‘’korku’’ imajı yerini egzotik bir kimliğe bıraktı. ‘’Osmanlı tehdidi’’nin azalması Avrupa çevresinde oryantalist sanat anlayışının benimsenmeye başlamasına yol açtı. 

Türklere ait motifler, kıyafetler ve mimariler Avrupalı ressamlar tarafından sanat eserlerine entegre edildi. Roma Germen İmparatoriçesi Maria Theresia’nın Türk kıyafetli gravürleri, bu entegrasyonun en ünlü somut örnekleri arasında yer alıyor. 

Bir diğer adım ise batılı yazarlar cephesinde gerçekleşti. Yazarlar eserlerine Türk karakterler ekleyerek topluma yeni Osmanlı imajını tanıtmaya başladı. Mehter takımlarının kültürel müzikleri de tam bu sıralarda batı müziği içerisinde hissedilmeye başladı. 

Mozart’ın Türk Marşı’nı bestelemesi ise işte tüm bu tarihi gelişmelerin bir sonucu olarak nitelendiriliyor. Ünlü besteci Osmanlı Devleti’nin oryantalist yaşantısından ortaya çıkan ‘’Turquerie’’ akımından etkilenerek 11 no’lu sonatını besteledi. Sonatın 3. bölümüne ‘’Alaturka’’ ismini verdi. Sonatın bu bölümü öyle ünlendi ki ‘’Türk Marşı’’ ve ‘’Türk Rondosu’’ olarak anılmaya başladı. 

Hatırlayalım:

Ülkemizde oldukça sevilen ve özel etkinliklerde çalınan beste, 2013 yılında Ceza tarafından da yeniden yorumlandı. Sanatçı sonatın üçüncü bölümüne Türkçe sözler yazdı ve bir klip çekti. Parça Youtube platformunda yaklaşık 30 milyon dinlenmeye sahip. 

Ceza - Türk Marşı (Turkish March) (Official Music Video)

Avrupa’da Osmanlı Rüzgârı 

Viyana’nın özgürlüğüne kavuşması, Avrupa’yı korkutan düşmanı yeni merak konusu haline getirmişti. Öyle ki sadece Türk müziği değil, Osmanlı kıyafetleri, yaşam tarzı hatta yemekleri bile Avrupa’nın moda anlayışında izler bıraktı. Bu dönemde Türk kahvesi Viyana’yı bir daha hiç terk etmemek üzere topraklara yerleşti. Mozart’ın da Türk kahvesine hayran olduğu ve Avrupa’daki popülerliğinde etkisi olduğu bilinen gerçekler arasında. 

Sadece gündelik yaşam değil sanat dalları da yeni oryantal düzenden bir hayli etkilendi. Mehteran takımının üflemeli ve vurmalı çalgıları batılı askerleri de büyülemişti. Mozart gibi birçok besteci de eserlerinde Türk notalarına yer vererek yeni bir geleneği başlattı. 

Bestecinin ‘’Saraydan Kız Kaçırma’’ ismini verdiği operası da Türk müziğinin motiflerini ve Osmanlı saray hayatını içeren bir başka başarılı eseri. Öyle ki tüm bu Türk esintili çalışmalar Avrupa’da yeni bir akımı daha meydana getirmiş ve Mozart’la birlikte Avrupa’da ‘’Türk Operası’’ akımı başlamıştır. 

21. Yüzyılda Mozart Etkisi: Amadeus 

Peter Shaffer tarafından kaleme alınan Amadeus, Wolfgang Amadeus Mozart ve Antonio Salieri’nin hikayesini sahneye taşıyor.

Başrollerinde Selçuk Yöntem ve Tansu Biçer’in yer aldığı oyun, 70 kişilik dev kadrosuyla seyircinin karşına çıkıyor. Sahnelendiği tüm oyunlarda biletleri tükenen Amadeus, Kristal Elma ve Felis gibi birçok ödülün de sahibi. Işıl Kasapoğlu’nun yönettiği ve yapımcılığını Çolpan İlhan & Sadri Alışık Tiyatrosu’nun üstlendiği bu büyüleyici oyunu henüz izlemediyseniz bu sezon kaçırmayın.