Röportaj

Ermeni Müziği Vomank’la Yeniden Hayat Buluyor!

Geçmişin hikayesinden yola çıkıp, gelecek için hayaller kurmak… Yalnızca bir müzik grubu değil, bu amaçla bir araya gelmiş bütün oluşumlar, insanoğlunun ruhuna dokunmayı başardı. Vomank aslında bizim içimizde yaşayan, bizimle var olan, bizimle var olmaya çalışan, ama bizim büyük bir ihmalkarlıkla görmezden geldiğimiz, ya da görmezden gelmemizin işimize geldiği bir ortamda harika işler çıkartıyor, günden güne yaptıkları müzikle daha fazla insana ulaşmayı başarıyor.

Ermeni kültürünün en büyük ve en önemli merkezi olan İstanbul‘da bir araya gelen Vomank (Kimileri), günümüzde azınlık haline gelen bu kültürün müziğinden ve dilinden, yaşadığı yeri ve dünyayı anlatmaya çalışıyor. İstanbul’da farklı birçok mekanda konserler veren Vomank, geleneksel Ermeni müziğine yakın duruyor; ama onun sınırları dışında da dolaşıyor. Bir kısmı bu coğrafyada çok iyi bilinen ve farklı dillerde de söylenen geleneksel ezgiler; Arto Tunçboyacıyan, Sayat Nova gibi Ermeni müziğinin önemli müzisyenlerinden eserler; Tanyel Varujan gibi şairlerin şiirleri üzerine yapılan beste çalışmaları; Vomank’ın geniş repetuvarında bulunan eserlerden sadece birkaçını oluşturuyor. Bunun yanında Vomank, sözü ve müziği kendisine ait olan Türkçe ve Ermenice özgün eserleri de seslendiriyor. Başarılı grup; vokalde Lara Narin, klavyede Saro Usta, davulda İlkem Balseçen, elektrik gitarda İbrahim Odak, klarnette Rupen Melkisetoğlu ve bas gitarda Şervan Ferhat Karabut’tan oluşuyor.

vomank2

Biletix Blog olarak sizler için dertlerini Ermenice anlatmak isteyen ve iddialı bir şekilde bir araya gelen Vomank ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

İstanbul, Ermeni kültürünün önemli bir merkezi olmasına rağmen Ermenice eserlerin pek de ön plana çıkamadığı bir yer. Bir araya gelmenizin altında yatan sebepler ve motivasyon nedir?

Vomank, geçmişin hikayesinden yola çıkıp, gelecek için hayaller kurmak üzere bir araya geldi. Söylediğiniz gibi İstanbul, Ermeni kültürünün tiyatroda, edebiyatta ve müzikte önemli bir merkez; kısaca sanatta ve birçok zanaatte öncüler yetiştirmiş bir şehirdir.

Fakat günümüzde, ne yazık ki Türkiye’de kalan Ermeniler’in genel olarak fazla göze çarpmadan yaşadığını görüyoruz. Biraz hayatta kalma iç güdüsüyle, biraz da ötekileştirilmenin sonucu olarak kabuğunu kırıp, daha geniş açıdan görünür olmak, Türkiyeli Ermeniler için maalesef çok daha zor. Tabiki Ermenilerin kendi camiaları içinde günümüze dek sürdürülen oluşumlar, faaliyetler de söz konusu. Kilise koroları, mezunlar derneklerinin tiyatroları gibi… Bu bağlamda aktif müzik üretiminin de, sıklıkla klasik ve geleneksel çerçevede oluştuğunu söyleyebiliriz.

İşte Vomank’ın hayali, bu kültürün – ki İstanbul’a aittir – mevcut besinini mutfağından eksik etmeyip, şimdiki zamanın damak tadına güvenip, yeni lezzetler deneyimleyebilmek… Cover ya da beste olsun, dil olarak sıklıkla Ermenice’yi kullanarak ama bunu temas ettiğimiz insanlarla aramızda bir sınır haline getirmeksizin; önce farklarımızın yarattığı sınırları, ardından İstanbul ve Türkiye sınırlarını aşan kocaman bir sofrada paylaşabilmek, bu kültürün yaşayan bir kültür olması için bulunduğumuz yerden bir katkı sunmak… Bestelerimizde Türkçe denemeler de var. Kimbilir, günün birinde Avrupa dillerinde ve/veya bu topraklarda doğmuş diğer dillerde de kendimizi ifade etme şansımız olur.

Repertuvarınız çok geniş… Arto Tunçboyacıyan ve Sayat Nova gibi Ermeni müziğinin önemli isimlerinin eserlerini yorumluyorsunuz. Bunun yanında kendinize ait besteler de var. Yaptığınız müziği hangi kategoriye koyabiliriz?

Biz yaptığımız müziği aslında net olarak bir kategoride tanımlayamıyoruz. Bunun bir nedeni, içinde bulunduğumuz müzik piyasası… Yani günümüzde müzik tarzları, formları artık o kadar iç içe geçmiş durumda ki dinlediğimiz herhangi bir müziğin içinde caz, rock, pop, elektronik vs. etkilerini aynı anda görebiliyoruz. Aynı durumun etkilerini kendi yaptığımız müzikte de görebildiğimizi söyleyebiliriz. Bir diğer nedeni de tabiki müziği yapan özneler… Grup içinde hepimiz çok farklı müzik geleneklerinden geliyoruz. Dolayısıyla cover ya da beste yaptığımızda hepimizin arka planı yapılan işi farklı farklı yerlere götürebiliyor ki biz bunu zenginliğimiz olarak değerlendiriyoruz.

Türkiye’deki Ermeni cemaatinden nasıl bir tepki aldınız? Geri dönüşler ve müziğiniz hakkındaki yorumları nelerdir?

Aslına bakarsanız Vomank yaklaşık bir senedir seyirciyle buluşmaya başladı. Bu süreçte aldığımız ilk tepki hep olumlu oldu. Bunun da nedeni Türkiye’de Ermenice müzik yapan müzisyenlerin sayısının maalesef bir elin parmaklarını geçmemesi ve bu ortamda bizim böyle bir işe girişmemiz. Biraz da insanların özlediği, duymak istediği ses olduk. Bunun yanı sıra insanların dinlemeye alışkın oldukları geleneksel sound dışında bir müzik yaptığımız için bazen de olumsuz tepkiler aldık.

Etnik müzik dinleyicileri ve takipçileriniz sizleri gerçekten çok beğeniyor ve takip ediyor. Gelecekteki projeleriniz nelerdir?

Öncelikli olarak az önce de bahsettiğimiz gibi daha fazla insana sesimizi duyurmak, bu topraklarda yaşayan bir dil olan Ermenice’nin daha fazla insanın kulaklarında yer etmesi, yaptığımız müziği gerek yurt içinde gerekse yurt dışında daha fazla insana taşımak, daha fazla insanla paylaşmak… Ve tabiki albüm :)

Yoğun bir programınız var. Bu yoğunlukta etkinlikleri takip etme ve bu etkinliklere gitme fırsatınız oluyor mu? Favori sanatçınız ya da grubunuz var mı? Ya da en son gittiğiniz konser veya etkinliği sorsak ne cevap verirsiniz?

Bir müzik grubu için zor bir soru bu :) Bireysel olarak takip ettiğimiz sanatçılar, etkinlikler var tabi; ama Vomank olarak bu soruyu cevaplamak biraz zor. Ama aslında hepimizi cezbeden bir grup var ki ne zamandır bir konserleri olsa da gitsek dediğimiz, Armenian Navy Band…