MÜZİK
Tatilden nefret etmemize sebep olan 10 ibretlik durum!
Tatil iyi güzel de bir de şu can sıkıcı şeyler olmasa… Bu hayatta hiçbir şey kusursuz olamıyor, tatil bile…
1- Güneşlenirken dinlemeye maruz kaldığımız müzikler:
Bütün sene bu anı beklemişsindir. Hiçbir şey düşünmeden uzanıp yatarsın. O anda bir şarkı duyarsın ve “Duymasam daha iyiydi” diye lanet edersin. Gittiğin mekanın DJ’i kötü tercihler yapıyorsa bütün modunu alt üst eder. Bakkal müziklerle keyfin kaçar. İşte tam da bu yüzden güzel müzik çalan mekanlar candır! Malum, kulaklıkla güneşlenmek biraz zahmetli oluyor.
2- Tatil yerine düğüne gitmesi gereken kızlar:
Hani işe gitmeden sabah 6’da kalkıp full makyaj yapan kız var ya, hah işte tam olarak ondan bahsediyorum! O kızlar tatilde de aynı özenle, aynı endamla karşımızda. Sen en pespaye, en özensiz halinle yatıp güneşlenirken, üstüne bir de terlerken o kız en güzel haliyle karşındadır. Canın sıkılır, kendini çirkin hissedersin, üzülürsün ama yapacak bir şey yok uyumaya devam edersin.
3- Her an her yerden çıkan animatörler:
Tam sakinleşip her şeyi unuttuğunuz anda ortaya çıkan animatörler, havuzda garip hareketler yaparak sizi eğlendireceklerine yürekten inanırlar. Ama o iş öyle değil! Hayır dediğin anda yüzleri asılır, kalpleri kırılır. Hele ısrarcı olanları var ki insanın “Yeter” diye bağırası geliyor yok yere…
4- Plansızlık ve arkadaşlarla organize olamama durumu:
Tatile kalabalık bir grupla giden her canlı bu duyguyu tadacaktır! Kimisi sanat kokan yerleri gezmek ister, kimisi kendini tarihi mekanlar gezmeye adar, kimisi alışveriş diye tutturur. Çılgınca kanoya binmek isteyenlerle, paraşütle atlamak isteyenler iki rakip takıma dönüşür birden! Velhasıl bu plansızlık çözümsüz bir hal alır. İyisi mi sen tatile gitmeden planını yap. Çeşme’deki, Antalya’daki etkinlikleri incele. Bodrum Kalesi Konserlerinin tarihlerini önceden planla. Böylece arkadaşlarından birinin planını bozmasına engel olabilirsin.
5- Bankamatik bulamama sorunu:
Tatil yerleri genelde küçük sevimli yerler olduğundan bankamatikleri de uzak aralarla serpiştiriyorlar. Bankamatiğin önünden geçerken “Nakiti ne yapacağım ki ya” diye boş verirsin. Sonra en olmadık yerde nakite ihtiyacın olur ve en yakın bankamatiğin 5 km uzakta olduğunu fark edersin.
6- Yeterince bronzlaşamadım diye üzülürken ıstakoza dönmek:
Çağımızın hastalığı güneşlenmek, güneşlenmek ve daha çok güneşlenmek… Çoğu insan tatil dönüşü güneşi sömürmüş olarak evine dönmek istiyor. Yalnız bunu yaparken işi biraz abartıp şuursuzca güneşlenince haşlanmış ıstakoz olarak noktalıyoruz tatil deneyimlerimizi :(
7- Her şeyden şikayet eden arkadaş:
“Herkesle tatil yapılmaz.” diye boşuna demiyorlar. Bazı insanların oturduğu yerden şikayet etmek konusunda doktora filan yaptığına inanıyorum. Senin hiç aklına gelmeyecek şeylerden, eften püften konulardan şikayet etmek onlar için tatilin bir parçası gibi. Gölgede yatarken sıcaktan, kış tatillerinde soğuktan şikayet ederler mesela. Bu tip insanları önceden tespit edip, tatil planlarına dahil etmemek en güzeli.
8- En önemli şeyi evde unutmak:
Ve tabii ki her tatilin olmazsa olmazı, en önemli eşyayı evde bırakıp yola çıkmaktır. Diş macunu, diş fırçası gibi kolayca temin edilebilen şeyleri unutmak çok üzücü olmuyor ama en sevdiğin mayoyu, şapkanı,okuduğun kitabı ya da tatil için aldığın güneş kremini bavula koymayı atlamak biraz can sıkıyor.
9- Kahvaltı saatlerinin sabahın köründe bitmesi:
Bu madde tabii insanın alışkanlıklarına göre değişebilir. Ama gece eğlenip gündüzleri geç uyanmak isteyen tatil insanları için kahvaltının 12’de bitiyor olması tamamen bir hayal kırıklığı, adeta bir dayatma! Belki bütün tatil boyunca kahvaltı etmek istiyoruz?
10- Tatil dönüşü sendromu:
Her güzel şeyin bir sonu vardır. Dönüş yolunda hissettiğimiz o sıkıntı, o hüzün nasıl tarif edilebilir ki? “Keşke hep burada kalsaydık” cümleleri havada uçuşurken, tatil miskinliğinin artık sona erdiğini fark ettiğinde insan yıkılıyor tabi…
